9 Ocak 2008 Çarşamba

Sophia Loren 'Efsanevi İnsan'

Romilda Villani ve Riccardo Scicolone'nin güzel kızıdır kendisi. 1934 yılında Roma'da dünyaya gelmiştir ve çocukluğu ikinci dünya savaşı döneminde Napoli'de geçmiştir. (Napoli'ye doğduğu kent Roma'dan nasıl geldiğini ise araştırmalarıma rağmen bulamadım.) Bu sebepten ötürü fakir yaşamıştır çocukluğunu. Fakirlikten olsa gerek zayıflığından ötürü arkadaşları ona kürdan lakabını takmıştır. Napoli'de geçen çocukluğun ardından 15 yaşında Roma'ya gitmiştir.Dönemin ünlü yönetmenlerinden ve hatta şu anda adına ödül bile verilen yönetmen Cecile B. DeMille genç ve güzel Sophia'yı ilk gördüğünde şöyle söylemiştir;

"İnsan bu kıza dünyaları verir."

Bir süre her türlü filmde oynamıştır Sophia ve zaman ilerledikçe bir taraftan daha güçlü bir kadın olurken bir taraftan da tabi ki daha profosyenelleşmiş ve ilk dönemlerinde oynadığı üstsüz sahnelerden de uzaklaşmıştır. Zamanla İtalya'nın ve İtalyan kadınının gururu haline gelmiş ve gerek diva, gerek idol, gerekse sinema tarihinin en güzel kadınlarından biri olarak adlandırılmıştır. Hollywood'da İtalyan aksanı ingilizcesi ile bir çok filmde oynamıştır. Bu filmlerde R leri baskın söyleyişi kendisine ayrı bir şirinlik katarken gözlerindeki o büyüleyici güzellik peşinden koşan kitleleri her geçen gün artırmamasını imkansız kılıyordu.1961'de Jean Paul Belmondo ile birlikte rol aldığı İtalyan-Fransız ortak yapımı savaş draması "Ciociara-Two Women" ile Oscar kazandı.1964'de rol aldığı "The Fall of The Roman Empire" gelmiş geçmiş en iyi Roma filmlerinden biri olarak gösterildi. Tüm dünyada parmakla gösterilen bir seks sembolü olmasına rağmen skandallardan daima kaçınan Loren kendisini keşfeden yapımcı Carlo Ponti ile evlenmiş 1962'de boşanmış fakat fazla ayrı kalmayarak 1966'da tekrar evlenmiştir. Kendisi cinsellik adına şöyle bir açıklama yapmıştır ;

"Cinsel çekiciliğin yüzde ellisi sahip olduklarınız, yüzde ellisi de insanların sahip olduğunuzu düşündükleridir."


burdan cinsel çekicilikte gizemin yerine ve mahremiyete önem verdiğini de çıkartabiliriz. 2005 Yılında Loren 24. Uluslararası İstanbul Film Festivalinden Yaşam Boyu Başarı Ödülünü almaya İstanbul'a geldiğinde kendisiyle yapılan bir röportajda Ntv muhabiri Ahmet Yeşiltepe kendisine;

"Siz kendinizi sinema sanatçısı olarak mı görüyorsunuz gerçek bir sanatçı olarak mı görüyorsunuz"

gibi bir soru sorarak Türkiye'deki Sophia Loren severlerine 'Sophia kaç kurtar kendini.' cümleleri kurdurmuş. Saçlarını başlarını yoldurtmuştur kanımca. Ödül alışı esansında her fırsatta ülkemizi çok beğendiğini ve sevdiğini dile getirmiş ve ödül alırken de ne kadar duygulandığı her halinden belli olmuştur. Kocasının da dediği gibi galiba gerçekten gerek kadından gerek zeki bir kişiden gerekse bir şöhretten önce o bir 'insan' dedirttiren tatlı sahnelere sebep vermiştir o gece. Hayat adına söylediği bir cümle ise;

"Hatalar hayatta sahip olduğumuz tüm her şey için ödediğimiz bedellerdir."
Cümlesiyle yaşantısının derin sokaklarından bize bir kaç sekans sunmuştur.

Mütevaziliğini ise;

"Benim doğuştan iki büyük şansım vardır çok zeki olmam ve yoksul olmam."

Bu cümlenin ikinci kısmıyla kanıtlarken birinci kısımda bahsettiği zekaya ise onu birebir tanıyan herkes hakvermektedir. Kendisiyle bir de ortak özelliğimiz vardır. Kendisi tam bir makarna tutkunudur. Buna rağmen güzel fiziğini 2008 Pirelli takviminde -74 yaşında- yer alabilecek sürece koruyabilmesi de bir ayrı ilginçtir. Yemeğe ve ülkesinin yemek kültürüne çok önem veren hatta bir yemek kitabı bile olan Sophia Loren'in sinema dünyasında en beğendiği erkek ise Gregory Peck. Bunu da kendi ağzından;

"Gördüğüm en büyüleyici erkeklerden biri." cümlesiyle destekleyelim.

Boyu 174 santimetre olan Sophia Loren'in büyüleyici güzellikteki gözlerinin rengi ise sarıya kaçan kahverengidir ve her ne kadar siyah beyaz sinema döneminde pek işine yaramamış da olsa ışığa göre renk değiştirmektedir.

Sanatı adına yeterli bir yazı yazamadığıma inansam da umarım kendisini tanıtmak adına yeterli bir yazı yazabilmişimdir.

0 yorum:

EN TEPEYE ;)<<