18 Mayıs 2009 Pazartesi

Son 2 Gün!

Efendim tabi ki futboldan hoşlanan ve izlemeyi seven birisi olarak yine futbolla burdayım. Futbol sitesi mi yapsaydım; hayır tabi ki. Daha çok kendimce eleştirel baktığım yönlerini yazmayı seviyorum futbolun. Bu seferki de Uefa Kupası finali olacak. Üç başlıkta eleştirel yaklaşmayı düşünüyorum bu konuya:

1- Mircea Lucescu: Değirmende buğday öğütür gibi teknik direktör öğüten ve bu sebeple nefret ettiğim Türk futbolu'nun zamanın behrinde onca başarısına rağmen iki güzide takımdan da ne acılarla ayrılmış teknik direktör. Bu adam şimdi uefa kupası finalinde. Kaderin cilvesine bakın ki yine o zamanın behrinde Fenerbahçeyi yendiği bir stadda bu finali oynayacak. Efendim Türk futbolunun son örneği de Skibbe idi. Böyle bir beyefendiye Türk futbolu Mourinho çakması, mızmız lakaplı bir teknik direktör getirerek yol verdi bu sezon. Peki o giderken güzide takımımız ne durumdaydı;
-Süper Lig'de Şampiyonluğu kovalıyor,
-Uefa Kupası'nda tüm imkansızlıklara rağmen ilerlemekte,
Peki şimdi nerde?
-Dört hafta önceden lige havlu atmış
-Uefa kupasında onun getirdiği yerden bir dirhem öteye geçememiş...
Lucescu'dan Skibbe'ye bir çıkarım yapmak istedim kendimce..

2- Mesuz Özil: Öncelikle kendisinin kupa finali ile ilgili açıklamasını yazayım buraya;

Takımda oynayan ve Türkiye'de Fenerbahçe'yi tuttuğu bilinen Türk kökenli futbolcu Mesut Özil ise “Küçüklüğümde tuttuğum takımın stadında oynayacağım için mutluyum. Ailem ve çok sayıda arkadaş ve tanıdığım Türkiye'de. Hepsi maça geleceklerini söylediler” diye konuştu.

Sahada tek Türk kökenli oyuncu olacağı için de büyük gurur duyduğunu ifade eden Mesut, “Türklerden büyük destek göreceğimize ve iyi bir maç olacağına inanıyorum” dedi.
Kaynak; tumspor.com

Bu açıklamayı ben okuduktan sonra aklıma iki şey geliyor. İnsan ister istemez arada da kalıyor. Bu kardeşimiz Türk Milli Takımı'nı seçmeli miydi? Kendi şahsi fikrimce oynayabilecek bir futbolcu olduğu için seçmeliydi. Biz burada İstiklal Marşımızı bilmeyen brezilyalı olduğundan dahi şüphe duyduğum zencileri milli yaparken böyle futbolculara ihtiyacımız vardı. Kendi tercihini Alman milli takımından yana yapan bu arkadaşımızın tercihine saygı duymaktan başka çarem olmamakla birlikte o seçiminden sonra kendisine destek olamayacağımı da belirtmek zorundayım. Bu vesileyle de diyorum ki bu açıklama kendisine yakışmadı. Büyük bir gaf bence kendisi için. Tabi bu açıklamada sitenin de yorumunda görüldüğü üzre Fenerbahçe'yi tuttuğu dile getirilen Mesuz Özil hakkında bir karmaşa da bu notkada var olmaktadır. Ben dünya alemin şu habere kadar kendisinin Galatasaraylı olduğunu bildiğini bilirdim. Ya ben yanlış biliyormuşum şu ana kadar ya da kendisi bu açıklamayı yaptı ise dönmek konusunda çok da yeteneksiz olmadığı için eleştiremiyorum.

3- Türkiye'nin kapitalizm konusundaki tavrını daha önce de küçük bir resimle geçtiğimi hatırlayacak olursanız üçüncü konuda da buna değinmeyi planlıyorum açıkçası. Ama uzun uzun değil iki resimle beni rahatsız eden iki şeye sadece. TFF'nin kendi sitesinden aldığım iki resimle bitiriyorum ve sonucu size bırakıyorum. Bu arada ; Başarılar Lucescu ve Skibbe. Kusura bakma Mesut ve Bülent diyorum :)
Resimlere tıklayıp büyük büyük bakınız :







Devamını okuyun...>> Read more...

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Obama'ya ithafen.. I have a dream!! :)

Siyahilerin Amerikan tarihinde kat ettigi yol hakkinda bir yazi yazmam gerekiyordu. Kisa ama güzel olmus :D


Black Americans are the result of the triangular trade in the 1620s. They were brought and exploited by their owners as they were slaves. Between 1857 and 1954 they were even not regarded as citizens. In the past, they could not vote without restrictions. The development which contains the election of a black president could not be foreshadowed.
Dorothy Height sets an example about strict quota systems at schools. She was not accepted at a school because of two other black girls; that was enough...


The blacks have been fighting for their civil rights for 54 years and therefor, the electrion of Barrack Obama can be seen as a watershed or a summit of the history of civil rights. Boycotts and demonstrations led to the Civil Rights Act (1964) and Martin Luther King's "dream" is fulfilled by the election of Obama. "Another barrier" was broken now (l.74).



Devamını okuyun...>> Read more...

Global NGOs

NGO (Non-governmental organization)


Globallesme kavraminin bir karakteristigidir devletten bagimsiz calisan organizasyonlar (Greenpeace, Peta, UNICEF vs..).

Peki ne derece bagimsiz calisiyorlar, ne gibi basarilari var, kimler bunlar?

Bu sorularin hepsine cevap vermek icin genis capli bi arastirma gereklidir. Ama kendi capimda yaptigim arastirmaya dayanarak bir kac bigi vermek isterim.


19. yüzyildan beri var olan bu kuruluslar maddi kazancla ilgilenmeyen, gönüllü calisan insanlardan olusmaktadir.
Destek lazim olan bir cok konuyu ele alirlar; bilhassa devletlerin yardim edemedigi ya da görmezden geldigi konularda. Cogu zaman iklimi ya da hayvanlari korumak ya da barisi saglamak adina calisirlar. Globallesme caginda sayilari oldukca artmistir; 25 000 kurulusunun oldugu düsünülüyor dünya capinda.

Bagimsizlik??

Devletten bagimsiz olsalar bile, bagis yapanlarin eline bakmak gibi bir bagimliliklari var bu kuruluslarin. Eger sadece üyelerden gelen para ile calismiyorlarsa, bu bagimlilik daha büyüktür. Sempatizan kazanmak icin ellerinden geleni yapmalari gerekir.
Bir diger unsur ise bu organizasyonlarin bir kisminin devletten yardim almalaridir.




Medyanin önemi
Ne kadar insan toplayabilirlerse, o kadar basarili olabilirler. O yüzden insanlarin dikkatini cekmek icin en cok medyayi kullaniyorlar. Devlet tarafindan görmezden gelinirler ise, bu daha cok medyayi kullanmalarina yol acar. Imza toplamak ve demonstration ise diger kullandiklari methodlarin bir kacidir.

NGO larin insanlara nasil ulastigini Japonya'da ki balina katliamini örnek vererek verbalize etmek istiyorum.

Bir kac istatistik:
1968 da yürürlüge giren "Balina öldürme yasagi" japonlar tarafindan dalga gecilircesine ciddiye alinmiyor.
O zamandan bu yana 13 000 balina öldürmüsler. 2007 yilinda 1010 balina sadece japonlar tarafindan katledilmis.



Peki neden?


Japonlar tarafindan öne sürülen iddianin aksine, balina eti ana gida diil, pahali bir delikatess.
Gourmet-Restoranlarinda balinan her bölgesi paraya cevriliyor; 350$ a kadar cikiyor bir Kg'nin fiyati.

Bir diger sorun ise, "kücük balinalarin", mesela yunuslarin da öldürülüp, balina eti diye piyasaya sürülmesi. Japonlarin kullandigi bir diger aciklama ise balinalari bilim icin öldürdükleri. Bilim icin bazi rakamlara izin veriliyor.


Greenpeace Japonlarin öldürme yöntemlerini kritize ederek basliyor ise. Greenpeace-aktivistleri denize aciliyor, Japon gemilerine yaklasiyor ve balina katliamini video olarak piyasaya sürüyor ve böylece insanlarin "Aman Allahim bu ne??!!" ya da "WTF??!!" demelerine yol aciyor.
Ayrica kendi yöntemleriyle balikcilarin engellenmesini sagliyorlar.

2006 yilinda ki medya patlamasi iyi sonuclari da ardinda getirdi. 17 ülke diplomatik olarak Japonya hükümetinin bu olaya bir son vermesini istedi.


Devamını okuyun...>> Read more...

14 Nisan 2009 Salı

PES 2010

8 Nisan'da duyurusu yapılan Pro Evolution Soccer 2010'un detayları da açıklandı. Oyunun tahminen yine hepsinin çıktığı gibi Ekim 2009 da çıkacağı tahmin edilmekle birlikte yenilikleri oyun dünyasını sallayacak gibi görünüyor. Özellikle de Futbol oyunları arasında baya bir ses getireceği kesin. Oynanış olarak yeni alan savunması, gerçekçi tepkiler ve daha komplike ataklar gerekliliği ile birlikte gole gidebilme gibi bir çok yenilikle gelen bu oyunda artık oyuncuların da oyun etkileri olacak desem ne dersiniz? Mesela iyi orta açan bir kanat topu aldığında ortaya daha fazla oyuncunuz atağa çıkacak. Ya da iyi arapası atan bir orta sahanız topu aldığında daha fazla oyuncu çapraz koşu yapacak. İnanılmaz değil mi? Bununla da sınırlı değil oynanışa getirilen yenilikler. Artık eskisi gibi çalım atıp atıp tek pas gol yok. Tabi var ancak çok kolay olmayacak. Karşı oyuncunun defans özellikleri çalım karşısında o kadar da kolay avlanmamasını sizin oyuncunuzun çalım özellikleri siz ne kadar yetkin olursanız olun o kadar da koyal çalım atamamasını sağlayacak. Bu durumda mecburen komplike pozisyonlara yöneleceğiz. Böylece daha gerçekçi bir futbol çıkacak ortaya. Bunun sinyallerini 2009'da veren PES 2010 da tamamen bir yeniliğe girişmiş artık. Bunun sebebi 0'ın kerametinden midir nedendir bilinmez ama gerçekten bir devrim geliyor gibi. Futbol oyunu tutkunları hatırlarlar 2000 yılı da gerek menejerlik gerek simülasyon futbol oyunları adına bir devrim olmuştu.
Geçelim görsellere. Görsel olarak bakıldığında oyuncuların çok daha gerçeğe yakın olduğunu söylememize gerek bile yok. Yalnız buna eklenen asıl inanılmaz noktalar başka: Oyuncuların artık karakteristik yapıları olacak. Yani bu ne demek şimdi;

Oyuncuların topu alırkenki karakteristik şekillerinden, özel çalımlarına, özel dripling stillerinden, el kol hareketlerine ve tempo farklarına kadar hepsi olacak. Yani İbrahim Üzülmez'in kafasını aut çizgisinde kaldırışını da görebileceğiz sanırım artık. Şut çekerkenki animasyonlara çok daha yenilerinin eklenmesinin yanı sıra dururken ve koşarkenki pasların tepposu ve hızı gibi bir çok şey de değişiyor artık. Yani bu belki de çoğu zaman daha çileden çıkarıcı şeylere hazır olun da demek olabilir dikkatli olun.


Taraftarların tepkileri, deplasman ve ev farkları, yorumcular gibi bir çok atmosfer unsuru da gözden geçirilip yenilendi bu seride.

Tabi ki bir de bu serinin en önemli, hatta serinin tutunma unsurlarından biri olan Master League var ki o da bir evrimden geçiyor bu seride. Öncelikle Master League yöneticilik olarak çok daha geliştiriliyor. Takımınızı artık baya baya yöneteceksiniz. Daha önemlisi çok daha uzun süre yapacaksınız bunu. Bir çok yeni ögeyle de çeşitlendirildiği ifade ediliyor bu modun.

Yeni takım motoru ile basit goller ortadan kalkıyor, takım oyunu önem kazanıyor, oyun hataları gözden geçiriliyor, hakemler daha gerçekçi kararlara zorlanıyor, ve artık hücum sırasında tek değil birden çok oyuncuya hakimiyet sağlanılabiliyor. Çok enteresan değil mi? Artık top hakimiyeti yüksek bir oyuncu topu aldığında savunma oyuncuları açıklara daha çok dikkat edecek. Bir santrafor yalnız topu aldığında öyle gidip yerli malı gibi beklemeyeceksiniz gelsin diye millet. Orta sahalar hızla yardıma koşacaklar. Yani bu da kontra atak olayının tadını inanılmaz arttıracak. Yenilenen penaltı sistemi de yön ve yer tayini konusunu ilerletecek.
Online özelliklerin de geliştirileceği ve daha fazla indirilebilir içerik de eklenileceği haberler arasında.

Hadi bakalım bekliyoruz rakiplerin de bütün bunları az da olsa zorlayacak haberlerini artık.


Devamını okuyun...>> Read more...

Dünyanın Sonuna Doğmuşum Klip

İşte şimdiye kadar izlediğim en anlamlı klip desem yeridir. Sizden de bunu beklerdim..

İyi ki varsın maNga.


Devamını okuyun...>> Read more...

EN TEPEYE ;)<<