2 Nisan 2009 Perşembe

Walt Disney

5 Aralık 1901 Chicago Illinois'da dünyaya geldi. Babası Elias Disney, annesi Flora Call Disney di. Walt dördü erkek biri kız olan beş kardeşten biriydi. Walt'ın doğumundan sonra Disney ailesi Marceline Missouri'ye taşındılar. Walt çocukluğunun büyük bir bölümünü burada yaşadı.

Walt karikatür konusuna çok erken yaşlarda ilgi duymaya başladı. Tabi ticari kafası da çok erken kendisini gösterdi. Daha küçük yaşlarda biraz para kazanabilmek için yaptığı karikatürleri komşularına satmaya çalışırdı. Karikatür kariyerini Chicago'daki McKinley High School'a giderek sürdürmeyi seçti ilerleyen yıllarda. Walt bir taraftan da vahşi hayata, doğaya, toplumsal konulara ve kırsal yaşama ilgi duymaya başlamıştı. Walt ilk önce inatçı ve bir o kadar da sert olan babasını ikna etmeye çalıştı sanatını icra edebilmesi için gerekli meblağları bulma konusunda. Fakat başarısız oldu. Ardından annesi ve büyük kardeşi ile bu sorunu mümkün olduğunca çözdü. Onlar da Walt'ın amaçlarına ulaşacağına inananlardandı. Bir süre Kansas City'de gazete gazete dolaşıp yazı işleri müdürlerinden 'Sen bu konuda aşırı yeteneksizsin neden gidip başka bir iş bulmuyorsun kendine' benzeri cümleleri duymakla vakit geçirdi. Ama karikatür, gencin hayatının rüyasıydı. İnsan biricik rüyasını, gayesini nasıl unutabilirdi? O karikatürü bıraksa bile, karikatür onu bırakmıyordu ki; geceleri rüyalarına giriyor, onu daha fazla yakalayıp kendine çekiyordu.
En sonunda kiliselerden birinin rahibi, Walt'ı kilisedeki faaliyetlerin karikatürlerini çizmesi için düşük bir meblağ ile işe aldı. Fakat bu küçük sanatçının bir stüdyoya ihtiyacı vardı. Hem resim çizmek için hem de hayatını idame ettirebileceği, en azından uyuyabileceği bir yere ihtiyacı vardı. Bunun için de en uygun yeri buldu. Kilisenin eski garajı! Fakat garaj değil garaj samanlık için bile fazlasıyla eski, pis ve hatta fare istilası altında bir ahvaldeydi. Walt işte tam burada hayatını idame ettirecekti. Ancak günlerini, saatlerini, birlikte geçirdiği ve hatta beslediği, resim kağıdına çıkacak kadar kendisine alıştırdığı bu farelerden birisi, tıpkı Walt gibi hatta onu da sollayacak derecede dünya çapında bir şöhretin sahibi olacaktı gelecekte.



Dünyanın her tarafında tanınacak olan bu ufaklık Mickey Mouse dı.

Yıllarca bu köhne yerde çalıştıktan sonra Hollywood'da da büyük başarısızlıklar yaşayan bir kaç canlı karikatür çizdi. Fakat bunlar hiç de tutmadı. Bir gün düşünürken aklına Kansas City deki garajda resim çizerken tahtanın üstüne çıkıp bir süre oynayan fareyi sonuna kadar izleyişini hatırladı. Hemen oturup bir fare resmi çizdi ve böylece Mickey Mouse doğmuş oldu. Bu küçük fare zamanla en ünlü aktörlerden çok tanındı, mektuplar aldı, en tanınmış aktörlerin filmlerinden daha uzun süre sinemalarda gösterimde kaldı. Seylan adalarındaki çay işçilerinden tutun da Kuzey Kutbu na yakın ülkelerde yaşayan Eskimo'lar a kadar onu herkes tanıyordu artık. Alaska'nın Juneau şehrinde sinemalara üşüşmüşler, İgloo denen buz evlerinde Mickey Mouse kulübü bile kurmuşlardı.

Ardından tutmaz diye asistanlarının israr ettiği; annesinin kendisine çocukken anlattığı bir hikaye olan Üç Küçük Domuz'u israrla çekti. Asistanlarının muhakkak fiyasko gözüyle baktığı ve hatta Mickey Mouse filmlerini 3 ayda çekerken buna sadece 2 ay ayırarak önem bile vermedikleri bu çekim de fırtına gibi esiyordu kısa bir süre sonra tüm dünyada.

Kurduğu Walt Disney Productions dünyanın en ünlü film üreticilerinden birisi oldu. Kurduğu şirket The Walt Disney Company, yıllık 30 milyar dolar geliri ve dünya çapındaki izlenilirliği ile hem Amerikan Rüyası'nın hem de Amerikan Ekonomisi'nin bel kemiklerinden olan bir medya devi haline geldi.

Walt Disney'in bir rüyası daha vardı. Bunu da 1955'de hayata geçirdi ve Disneyland Park'ı açtı.

Walt Disney sonuç olarak bir kahraman olarak hatırlanacaktı. Hayal gücü, iyimserlik, üretkenlik, azim, ve kendi kendine bir yerlere geliş'in Amerikan geleneklerindeki simgesi olacaktı. 48 kez Oscar'a aday olup 22 kez kazanan 7 kez de Emmy'e aday olan 4 kez kazanan Walt Disney halen en çok Oscar'a aday olan şahıstır.

Orlando, Florida'daki Walt Disney World açılmadan bir kaç yıl önce 15 Aralık 1966'da Gırtlak Kanseri'nden öldü.

Yazımızı kendisinin iki sözüyle bitirelim;

Peşinden gidecek cesaretiniz varsa bütün rüyalar gerçek olabilir

Hayal edebilirseniz yapabilirsiniz. Her şeyin bir fareyle başladığını hiç aklınızdan çıkarmayın.

Demiş Walt amcamız.

1 yorum:

Selçuk 8 Nisan 2009 13:00  

Güzel bir hayat hikayesi.

EN TEPEYE ;)<<