7 Nisan 2009 Salı

Hayrola Nerden Böyle?

Efendim "hayrola" diye başlamışken söze öncelikle Hande Yener adlı sanatçımızın yeni albümünü tebrikle başlayıp mutlu olduğumuzu dile getirerek girelim konuya;

Üç gün sonunda bir haber izleyebildik hep birlikte. Peki dönüşü nasıl oldu "haber" lerin? Öyle ahım şahım bir haberdarlık mı edinebildik? Hayır tabi ki. Yine başladık "çorabın yırtık, saçında bit var" muhabbetlerine. Acaba benim de içine dahil olduğum garibim halkımı liseli yağız delikanlılarımıza benzetmekle ayıp mı ettim. Neyse bunu sonra düşünürüz. Gel gelelim asıl ipliğin inceldiği yere;

Önemli olan bu "iki gün" dü. Kendileri geldiler. Büyük büyük cümleler kurdular. Hepimizin gönlüne su serptiler. Hissi sempatiden siyasi sempatiye kadar hepsini edindiler gittiler. Gerçekten de "bereketli" oldu Türkiye'mi daha da aptallaştırmak adına. Hatırlıyorum da geçenlerde bir karikatür göredüşmüştüm; Türkler uzun süredir üstünde çalıştıkları %100 koyun insan'ı yaptılar sonunda diye. Gülüp geçiyoruz tabi böyle güzel karikatürlere. Peki ufacık bir teşbih hatası var mı sizce? Bence yok. Boşuna dememişler; 'teşbihte mübalağa olmaz' diye eskilerimiz. Büyük insan, önemli şahsiyet, güçlü karakter, karizmatik kişilik geldiler buraya ve dediler ki:


Aranızı kendiniz bulun, benim tavrım belli.

dedik ki:

Ne güzel artık karışmayacaklar aramızda bir mesele olduğunu kabul buyurdular.

dediler ki:

Ben de bunlardan biriyim.

dedik ki:

Aha bu da bizden.

dediler ki:

Evet

Dedik ki:

Arif abi duydun mu? Türk çıktı bu da. Dünyaya hakim olacaz dünyaya..

Bence burda da teşbihte mübalağa olmadı. Sonuç olarak memleketimizde iki gün ne olmuş ne bitmiş hiç bir şeyi öğrenemedik ona yanarım(?), memleketimizde iki gündür aynı haberlerle biraz daha moronlaştık ona yanarım, soğuyan porsiyon porsiyon yemeği sabaha kadar durduğum tv başında bile yer yer zorla izlemeye maruz kalmaktan midem alt üst oldu ona yanarım. Ardından da kendileri gittiler. Ama nereye? Ama neden? Asıl sorulması gerekenler bunlar gibi geliyor sanki bize. Orada da demesinler şimdi "hekim bu bizdenmiş loo".



Son olarak bugün mevzu bahis şahıs hakkında daha bir geniş çaplı sanaldan dolma bilgi sahibi olabilme amaçlı gezindim biraz ve eski tarihli de olsa bir haber gördüm; birazcık gönlümüze su mu serpiyor desem bu haber yoksa nasıl anlarsanız öyle mi desem bilemiyorum. Haber de şuydu; Kehanetlerinin %80 i tutan bir bulgar teyzem demiş ki;


“Amerika Birleşik Devletleri’nin 44’üncü başkanı (Yani George Bush’tan sonraki başkan) siyah olacak. Bu Amerika’nın göreceği son lider olacak. Çünkü siyahi liderin göreve gelmesinden kısa bir süre sonra ülke büyük bir ekonomik krize girecek.

Kuzey ve güney eyaletler arasında anlaşmazlık çıkacak. Endonezya karışacak. Tüm bunlar Üçüncü Dünya Savaşı’nı başlatacak... Üçüncü Dünya Savaşı’nda ilk kez atom bombası kullanılacak."

Bakmayın öyle ben teyzemin lafını aktardım. Kendisi de 1996'da göçmüş öbür diyara. Öyle siyaset yapmayım mümkün olduunca dedim ama umarım becermişimdir.
Ha bir de efendim kendilerinin bir de sizin bizim gibi blogu var. Umarım kızmazlar vereyim de uğrayın bir çay içmeye. Bu aralar çok meşguller ama ne de olsa 'bizden'. Misafirperverlik bilir.

Hande Yener'e de tekrardan hayırlı olsun albümü diyerek Saba Tümer'e çıktığında bahsi geçen 'fiş saati yarışları' sonuçlarını mevzudan daha fazla merak etmiyor değilim.

0 yorum:

EN TEPEYE ;)<<